“ben ali ağaoğlu…nereden nereye”

Ülkenin en zengin onuncu, en medyatik birinci işadamının başrolünü oynadığı reklam filmleri yine başladı. Bir sene önce bize ‘boş’ arazileri gösterip, ‘burada havuz, orada teras bahçesi, şurada 12 dev adam olacak’, ‘10000 peşin daire senin’ diyen Ağaoğlu, şimdi de o ‘boş’ araziler üzerinde yükselen koca koca beton binaları göstererek sözünün eri olduğunu, bu güvenilir işadamının projelerinde sıfır faizli Ağaoğlu kredisi ile yatırımımızı ‘yastık altına değil, toprağın üstüne’ yapabileceğimizi bize gururla gösteriyor.

Gerçi dün Sulukule bugün Ayazma’da yükselen bu ‘nezih’ yaşam alanları ‘boş’ arazilerde yükselmiyor. Buralarda oturacaklar veya yatırım amaçlı emlak alan İstanbullular yastık altından çıkarttıkları yatırımlarını yoksulların yıkılmış evlerinin üstüne yaptıklarını sanırım biliyorlardır. ‘Acaba benim dairem hangi yoksulun evi üzerinde yükseldi’ diye düşünmeden huzur içinde nasıl otururlar bilinmez ama. Bence bu toprak üstü yatırımcıları, taşı toprağı altın İstanbul’un yatırıma nasıl hazır hale geldiğini görmek için önce aşağıdaki videoya bir göz atsınlar.

Video kesmezse eğer, yaklaşık bir sene önce Ağaoğlu My World Europe Projesi`nin reklam kampanyası ile gündeme gelen İkitelli Ayazma-Tepeüstü Kentsel Dönüşüm Projesi ve bu proje ile yaratılan mağduriyetler, hak ihlalleri ve adaletsizlikler üzerine yazdığım iki yazıya göz atılabilir:

Bir ‘Kentsel Aklama’ Hikayesi: Ağaoğlu My World Europe 

Ayazma’da İyi Yaşa, Olmadı Ataşehir’de Lüküs

Bu yazılardan sonra bir gün çalan telefonumun ucunda ‘ben Ali Ağaoğlu, yazdığınız yazıyı okudum, Ayazma hakkında konuşmak için aradım’ diyen bir sesle karşılaşmış ve tabi ki şaşırmıştım. Sonrasında da İmre Azem’in yönettiği uluslararası insan hakları ödüllü Ekümenopolis belgeseli için gidip kendisi ile görüşmüştük. Hem Ayazma’nın ve İstanbul’un yaşadığı dönüşümün, hem de ‘toprak üstüne yatırım yapmanın’ anlamını bu belgeselde isteyenler izleyebilir. Ancak aman dikkat diyerek uyarayım, gerçekler hazımsızlık yapar…