#direngeziparkı #taleplerimiz bas yapıştır çek paylaş


Gezi Parkı direnişi ikinci haftasını doldurmak üzere. Protestolarla ortaya çıkan yoğun enerjinin somut talepler mecrasına akmasının önemi ise artıyor. Bunun için Gezi direnişinin taleplerini bütün ülkeye yaymalı, her yerde bu talepleri dillendirmeli, direnişinin taleplerini ülke çapında yaygınlaştıracak bir kampanya oluşturmalıyız. Talepler her yere ulaşmalı, anlatılmalı.

Nasıl mı? Mahallemizde, işyerimizde, okulumuzda sokağımızda Gezi direnişinin taleplerini yayalım. Her yere afişlerimizi asalım. Tüm İstanbul’u, bütün ülkeyi taleplerimizle, Gezi direnişinin talepleriyle donatalım. Herkese anlatalım.

Bunun için yapmamız gereken çok basit. Aşağıdaki resimde gördüğünüz görselleri herhangi bir ozalitçiden gayet ucuza el ilanı ve sticker olarak bastırabilir, evinize ve arabanıza yapıştırabilir, mahallenizde, okulunuzda veya iş yerlerinizde dağıtabilirsiniz.

Sticker ve el ilanını bastırmak için alttaki vektörel pdf dosyalarını bilgisayarınıza indirin ve ozalitçiye verin. Bu dosyaları kullanarak stickerlarınızı ister 10cm x 10 cm, ister 20 cm x 20 cm ebatlarında, el ilanlarınızı ise ister A4, ister A5 ebatlarında bastırabilirsiniz.

Ayrıca Taksim ve Gezi Parkı civarında bugün ve yarın dağıtılacak sticker ve el ilanlarına dikkat edelim, onlardan talep edelim.

Sticker’ları yapıştırdıktan sonra fotoğraflarını çekelim ve #direngeziparkı #taleplerimiz etiketi ile twitter ve diğer sosyal medya mecralarında paylaşalım.

#direngeziparkı #taleplerimiz facebook sayfası kapak fotoğrafı

facebok-coverphoto-01

#direngeziparkı #taleplerimiz sticker / yapıştırma

5_talep

Vektörel pdf dosyası da burada.

#direngeziparkı #taleplerimiz el ilanı

taleplerimiz-el ilanı-resim

Vektörel pdf dosyası da burada

Taksim Dayanışması’nın bildirisi

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kamuoyuna

27 Mayıs 2013 tarihinde saat 22.00 sularında Taksim Gezi Parkı’nın fiilen yıkılması girişimi sonrası yaşanılan toplumsal duyarlılık karşısında hükümetin izlediği polis şiddeti nedeniyle başta Taksim İstanbul olmak üzere bütün yurtta, yurttaşlar demokratik tepkilerini ortaya koymaktadır.

Öncelikle hayatını kaybeden Abdullah Cömert ve Mehmet Ayvalıtaş’ın ailelerinin acılarını paylaşıyor, yaralanan binlerce yurttaşımıza acil şifa dileklerimizi iletmek istiyoruz.

Ne yazık ki, toplumun demokratik ve insan hakkı eksenli taleplerinin barışçıl ve demokratik şekilde ortaya konmasına karşı iktidar şiddet, baskı ve yasakçı politikalarına devam etmektedir. Tek bir yurttaşımızın burnunun kanamadığı, gerilimlerin ortadan kalkarak demokratik taleplerin dillendirilebildiği bir toplumsal iklime bir an önce kavuşmak için yoğun çaba harcadığımızın bilinmesini isteriz.

Bu nedenlerle; Taksim Dayanışması olarak aşağıdaki taleplerin Hükümet tarafından bir an önce yerine getirilmesi için somut adımların atılmasını bekliyoruz.

  • Gezi Parkı, Park olarak kalmalıdır. Taksim Gezi Parkına Topçu Kışlası adı altında ya da başka herhangi bir yapılaşma olmayacağını, projenin iptal edildiğine dair resmi bir açıklamanın yapılmasını, Atatürk Kültür Merkezinin yıkılmasına ilişkin girişimlerin durdurulmasını,
  • Taksim Gezi Parkı’ndaki yıkıma karşı direnişten başlayarak halkın en temel demokratik hak kullanımını engelleyen, şiddetle bastırma emrini veren, bu emri uygulatan ve uygulayan, binlerce, insanın yaralanmasına, iki yurttaşımızın ölmesine neden olan sorumlular, başta İstanbul, Ankara, Hatay Valileri ve Emniyet Müdürleri olmak üzere tüm sorumluların görevden alınmasını, Gaz bombası ve benzeri materyallerin kullanılmasının yasaklanmasını,
  • Ülkenin dört bir yanında direnişe katıldığı için gözaltına alınan yurttaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını, haklarında hiçbir soruşturma açılmayacağına ilişkin açıklama yapılmasını,
  • 1 Mayıs alanı olan Taksim ve Kızılay başta olmak üzere Türkiye’deki tüm meydanlarımızda, kamusal alanlarımızda toplantı, gösteri, eylem yasaklarına ve fiili engellemelere son verilmesini; ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını TALEP EDİYORUZ.

Bunun yanı sıra; 27 Mayıs 2013 saat 22.00′dan bu yana ülkemizin meydanlarında, caddelerinde, sokaklarında ve tüm kamusal alanlarında yükselen tepkilerinin içeriğinin, ruhunun, beklentilerinin, taleplerinin yetkililer tarafından fark edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yaşananları “marjinallikle” açıklamaya çalışmak görmezlikten gelmek anlamına gelir. Gezi Parkına müdahale ile simgeleşen iktidar anlayışının yurttaşlarımızda “yaşam tarzına ve inançlarına müdahale ve hor görülme” biçiminde algılandığı ve buna kadını, erkeği, genci, yaşlısı ile büyük bir toplumsal tepki gösterdikleri; “biz varız, buradayız ve taleplerimiz var” biçiminde yanıt verdikleri görülmektedir.

Yükselen bu tepkinin içeriğinin; “başta 3. Köprü, 3. Havaalanı, Kanal İstanbul, AOÇ ve HES’ler olmak üzere ekolojik değerlerimizin talanına ve güncel olarak Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısına ilişkin itirazların, ülkemize ve bölgemize ilişkin savaş siyasetine karşı duruşun ve barış talebinin, alevi yurttaşlarımızın hassasiyetlerinin, kentsel dönüşüm mağdurlarının haklı taleplerinin, kadınların bedenleri üzerinde denetim kuran muhafazakar erkek politikalarına karşı yükselen sesin, üniversite, yargı ve sanatçılar üzerindeki baskılara karşı direncin, başta Türk Hava Yolu işçileri olmak üzere tüm emekçilerin hak gasplarına karşı taleplerinin, tüm cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığına karşı mücadelenin, yurttaşların eğitim ve sağlık hakkına ulaşımının önündeki tüm engellerin kaldırılması istemleri” olduğunu iktidar sahiplerine iletmek istiyoruz.

TAKSİM DAYANIŞMASI

#direngeziparkı #taleplerimiz bas yapıştır çek paylaş” üzerine bir yorum

  1. TAKSİM DAYANIŞMASININ BUGÜNKÜ AÇIKLAMASININ İNGİLİZCESİ. Bunu mümkün olduğunca yabancı basına bağlantılara vb. servis etmekte fayda var, meselenin doğru anlaşılması, hükümetin demagojilerine karşı:
    To The Government of The Republic of Turkey and The Public

    Citizens have been expressing their democratic outrage in Taksim Istanbul and all around the country against the insensitivity of the government for the public concern about the de-facto destruction of the Taksim Gezi Park that took place around 10 PM on May 27th.
    We share the pain of Abdullah Comert’s and Mehmet Ayvalitas’ families and wish to extend our get-well wishes to thousands of wounded citizens.
    Unfortunately, the government insists on its violent, repressive and prohibitionist policies against the public’s wish to express its democratic and human rights based demands. We would like it to be known that we are making an extreme effort to reach a social climate where no one is hurt, tensions are resolved and democratic demands can be expressed.
    For these reasons, as Taksim Resistance, we are waiting for the government to take substantive steps towards the realization of the demands below.
    WE DEMAND THAT:
    • Gezi Park should remain a park. There should be no construction on the park under the name of TopcuKislasi or under any other name. An official statement should be made announcing the cancellation of the project. The attempts at the demolition of Ataturk KulturMerkezi should be stopped.

    • Starting with the Governors and Chief of Police of Istanbul, Ankara and Hatay, all responsible persons who have stood in the way of people’s right of expression in the resistance at Taksim and other places; persons who ordered the use of violence; and persons who supervised and carried out these orders should be removed from office. The use of tear gas bombs and similar devices should be banned.

    • The citizens who have been detained all around the country for supporting the resistance should be freed immediately. There should be a statement announcing that no further investigation will be pursued against these individuals.

    • The prohibition and de-facto obstruction of meetings, protests and demonstrations in our squares and public places should end, starting with Taksim and Kiziliay Squares, the sights of May 1st celebrations. Barriers to freedom of expression should be lifted.

    Furthermore, we think that the authorities should understand the content, spirit, hopes and demands of the reaction that came from the streets and all kinds of public places since May 27th, 10 PM. Trying to explain away what happened by referring to “marginality” would be the same as ignoring these events. We can see that citizens interpret the intervention in Gezi Park, which symbolizes the government’s general thinking, as “an intervention in their beliefs and lifestyles and a sign of condescension,” eliciting a cry of “we are here and we have demands“ and a public outrage from all kinds of people, whether they be women, men, young or old.

    We would like the ruling authorities to realize that the reaction of the citizens is also about the Proposed Law on The Protection of Nature and Biodiversity that came into National Assembly’s agenda and the projects that plunder our ecological riches, starting with the third airport in Istanbul, the third bridge over The Bosporus, the construction on AOC, and the hydro-electric power plants (HEPP). The reaction is also an expression of “the wish for peace, and resistance to the war politics being played in our country and in the region; the sensitivities of Alevi citizens; the rightful demands of the victims of urban transformation projects; the voices raised against the conservative male politics that control women’s bodies; the resistance to the coercion against universities, the judicial branch and artists; the demands of all workers, starting with the employees of Turkish Airlines, against the appropriation of their rights; the struggle against discrimination based on sexual orientation and gender identity; and the demands for the clearing of the way for citizen’s right of access to education and healthcare.”

    TAKSIM RESISTANCE
    (Taksim Dayanışması)

Yorum bırakın